Neden Gluten Diyeti?
Gluten; başta buğday olmak üzere, çavdar, arpa, yulaf gibi tahıllarda bulunan bir proteindir.
Son yıllarda buğdayın genetiğiyle oynandığından ve kromozom yapısı
değiştirildiğinden dolayı, günümüzde, insan bedeninin sindirmekte çok
zorlandığı bir proteindir. Özellikle Türkiye'de, unlu gıdalar aşırı
tüketildiğinden, gluten alerjisi çok sık görülmektedir. Genetiği
değiştirilmemiş buğdayın yapısında 14 kromozom bulunmaktadır. Oysa, genetiği
değiştirilmiş buğdayın yapısında 49 kromozom bulunmaktadır ve 23.000 çeşit
gliyadin proteni içermektedir. Gluten, bağışıklık sistemini yorar ve
hastalıklarla mücadele etmekte bünyeyi zayıf düşürür.
Birçok toplumsal çalışmada otoimmün tiroid hastalıkları ( Hashimoto,
Graves vs.) ile gluten intoleransı arasında güçlü bir ilişki tespit edilmiştir.
Bağırsak doğal
florası tahrip olunca doğal olarak sindirim işlevi de bozulmaktadır. Bu
vakalarda buğday içerisinde ki glüten sindirime ve değişime uğramadan kan
dolaşımına geçer. İmmün sistem bu sindirilmemiş protein parçacıklarını yabancı,
alerjen, toksin olarak kabul eder. Ve bu maruziyet kronikleşir ise savunmanın
bunlara karşı gösterdiği tepkiyi kendi hücrelerimize karşı da göstermeye
başlar. Konumuz olan tiroid bezini de tahrip eder ( Otoimmün tepki )
Karatay: “doğal
tohumdan yapılan, kara değirmende çekilen tam buğday ekmeğinde sorun yok. Ama
glüten deposu ‘hibrit buğday’ sekere dönüşüyor.Tam buğday ekmeği de olsa, 2
dilim yediğinizde 2 yemek kaşığı şeker yemiş oluyorsunuz, doğal buğdayda glüten
oranı % 12'dir. Hibrit buğdayda ise % 60. Bu oranda glüteni vücut tanımıyor ve
şekere dönüştürüyor; sonra ne oluyor, ekmek kafalı obez insanlar ortalıkta
dolaşıyor.” dedi. Paketlenmiş endüstriyel gıdalardan uzak durulması yönünde uyarıda bulunan
Karatay; doğal olan her şeyi yiyebilirsiniz tavsiyesinde bulundu..
Kaynak: Dr William Davis ,Dr Canan Karatay, Dr
Ceyhun Nuri
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder